|
 |
Abdest ve Şartları |
 |
Abdest ve Şartları |
Türkçede kullandığımız Abdest kelimesi farsçadan gelmedir.
"Ab", (su) ve "Dest" (el) kelimelerinden oluşan ve "El suyu" manasına gelen birleşik bir kelimedir.
"Abdest" arapçada temizlik ve güzellik manasına gelen "Vudû" kelimesiyle ifade edilmektedir. [1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 85.
Abdestin Meşru Oluşunun Delileri
Abdest, İsra gecesi beş vakit namazla birlikle farz kılınmıştır. Abdestin farz oluşu üç delille sabittir:
Birinci delil: Kur´an-ı Kerim´dir.
Allah Teala şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. " (Maide: 5/6)
Abdestin tarz oluşuna ikinci delil sünnettir.
Ebu Hureyre (r.a.)´den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.). "Abdestsiz birinin, abdest alıncaya kadar Allah namazını kabul etmez." [1] buyurmuştur.
Üçüncü delil: İcma´dır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanından günümüze kadar bütün müslümanlar abdestin farz olduğuna icma´ etmiştir. Bu icma? dinin bilinen zaruri hükümlerinden olmuştur. [2]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari 135 Müslim, 225.
[2] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 85.
Abdestin Fazileti
Abdestin fazileti hakkındaki hadisler çoktur. Bunlardan bir kaçına işaretle yetineceğiz.
1- Abdullah bin Sunabihi´den rivayetle Râsulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Kul abdest alıp, ağzına su verdiği zaman ağzındaki günahları çıkar. Burnuna su çektiği zaman burnundaki günahları çıkar. Ellerini yıkadığı zaman ellerindeki tırnaklarının uçlarına kadar olan günahları dökülür. Ayaklarını yıkayınca ayak altlarına kadar olan ayaklarının günahları dökülür. Sonra camiye yürümesi ve namazı ona fazladan kalır." [1]
2- Enes (r.a)´dan rivayeten Resulullah (s.a.v.),
"Kişideki bir iyi huy sebebiyle Allah (c.c) bütün amellerini düzeltir. Kişinin namaz için temizlenmesi sebebiyle, Allah (c.c) günahlarını örter. Namazı onun için fazlalık olur." [2]
3- Ebu Hureyre (r.a.)´dan rivayeten Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Sizlere günahları silen ve dereceleri yükselten bir şeyi göstereyim mi?
Dinleyenler:
-Evet ya Rasulallah, dediler.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):
"Zorluklara rağmen abdesti tam almak, uzak yerlerden camiye gelmek, namaz kıldıktan sonra diğer namazı beklemek. İşte nöbet tutmak budur, işte nöbet tutmak budur. İşte nöbet tutmak budur" [3] buyurdu.
4- Ebu Hureyre (r.a.)´den başka bir rivayete göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem mezarlığa gelerek:
"Ey müminlerin yurdu. Selam üzerinize olsun. Biz de yakın zamanda inşallah size kavuşacağız. Kardeşlerimi görmeyi istiyorum" buyurdu.
Ashab:
-Ya Resulallah biz kardeşlerin değil miyiz? diye sordular.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
-"Siz benim ashabımsınız kardeşlerimiz ise, henüz gelmemiş olanlardır." buyurdu.
Ashab:
-Henüz gelmemiş olan ümmetini nasıl tanırsın? dîye sordu.
Resulullah sallallahu aleyhi ve seîlem:
"Bir kimsenin tamamıyla aynı renkte olan atları arasında alnı ve üç ayağı ak bir atı bulunsa onu tanımaz mı?" diye sordu.
Ashab:
-Evet, dedi.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Öyleyse kardeşlerimiz yüzleri el ve ayakları abdest nuruyla parlak olarak gelecekler, ben de bunlardan önce gidip, havuz basında onları bekleyeceğim. Dikkat ediniz bazı adamlar havuzumun başından devenin kovulduğu gibi koyulacaktır. Ben onlara sesleneceğim. Haydi geliniz. Bana denilecek ki senden sonra onlar yollarını değiştirdiler ben de kahrolsunlar kahrolsunlar diyeceğim." [4]
5- İmam Ahmed´in Müsned´inde rivayet ettiği hadis. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
" Biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın, çünkü abdest gazabı ve sinirleri yatıştırır."
6- İbni Mace, Ahmed ve Beyhaki´nin Sevban (r.a.)´dan rivayet ettiği hadis-i şerif.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur:
"Doğru olun men edilmeyeceksiniz. Bilin ki en hayırlı ameliniz namazdır. Gerçek mü´min devamlı abdestli olmaya çalışır." [5]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Tirmizi, c.1, bab. 2 sah. 31; İmam Malik, Kıtabut-tahare. bab. 6 no. 30.
[2] Ebu Ya´la, Bezzar ve Taberani, Evsat kitabında rivayet etmişler.
[3] İmam Malik. Müslim, Tirmizi ve Nesei rivayet etmiştir.
[4] Müslim Kitabut-Tahare, 39 hadis no 249.
[5] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 85-87.
Abdestin Farzları
1- Yüzünü yıkarken niyet getirmek.
2- Yüzünü yıkamak.
3- Dirseklere kadar her iki elleri yıkamak.
4- Başın bir kısmını meshetmek.
5- Topuklara kadar her iki ayağı yıkamak.
6- Belirttiğimiz şekilde sıraya uymak. [1]
1-Niyet:
Yüzünü yıkarken niyet edilir.
Niyet, bir şey yaparken onu kastetmektir. Abdest almak isteyen kimse, küçük hadesin kaldırılmasına niyet edecektir. Niyet, yüzün ilk cüzünü yıkamakla beraber olacaktır. Niyetin yeri, dil değil kalptir. Hükmü ise vacip olmasıdır.
Abdest ve buna benzer ibadetlerde niyetin farz olduğunu gösteren delil Peygamberimiz (s:a.v.)´in şu hadisi şerifidir:
"Ameller niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan odur." [2]
Niyetin dil ile telafûz edilmesi sünnettir. Yukarıda da ifade edildiği gibi niyetin asıl yeri kalptir.
Abdestte niyetin zamanı: Yüzün yıkanmasına başlandığı anda niyet getirilir. Daha evvel veya daha sonra getirilen niyet makbul değildir. Çünkü abdestin farz olan ilk organı yüzdür. Niyet yüzün yıkanması ile beraber getirilmelidir.
Niyetin şartları:
Niyet getirenin müslüman, mümeyyiz olması, niyyet edilen şeyi bilmesi, herhangi bir şeye ta´lik edilmemesi (niyetin abdeste ait olması) dır. Abdest için niyet getirirken:
"Farz olan abdesli almaya niyet ettim" demesi. Veya; "Abdestsizliği kaldırmaya niyet ettim." ya da "Namazı mubah kılmaya niyet ettim." veyahut "Namaz kılmayı kendime helal etmek için niyet ettim." demesi ile de abdest niyeti yerine gelir.
"Abdestsizliği kaldırmaya niyet etlim." veya, "Namazı mubah kılmaya niyet ettim." ya da, "Namaz kılmayı kendime helal etmek için niyet ettim." demesi ile de abdest niyeti sahih olur.
2- Yüzün yıkanması.
Yüzün sınırı, uzunlamasına alında saçın bittiği yerden çenenin ve çene kemiğinin altına kadar, enlemesine kulaktan kulağa olan kısımdır.
Yüz sınırında bulunan her şeyi yıkamak vaciptir. Kaş ,bıyık ve sakal kıllarını yüzeylerinden diplerine kadar yıkamak gerekir. Çünkü bunların hepsi yüzün cüzlerindendir. Ancak sık ve gür olan sakalın dibine su yetiştirmek güç olursa o zaman sadece üst kısmının yıkanması yeterlidir. Bu durumda gür olan sakalın dibini yıkamak sünnettir.
3- Her iki elin dirseklere kadar yıkanması.
İki elin üzerinde bulunan kılların da altlarına kadar ıslanması gerekir.
Çünkü her iki elin üzerinde bulunan bütün kılları yıkamak vaciptir. Eğer tırnakların altına suyun temas etmesine engel olacak kir ya da tırnakların üstünde oje veya parmakta yüzük varsa varsa abdest sahih olmaz.
Abdeslin sahih olması için kiri ve ojeyi gidermek ve yüzüğü de oynatıp altını ıslatmak gerekir. Buna şu hadisi şerifi delil gösterebiliriz:
Bir gün bir adam abdest alıp ayağından tırnak kadar bir yeri yıkamadı.
"Dön, abdestini güzelce al." buyurdu. Bunun üzerine adam dönüp abdestini tam aldıktan sonra namazını kıldı. Bu hadis gösteriyor ki, yıkanması lazım gelen abdest uzuvlarının en ufak bir yeri kuru kalırsa, abdest sahih olmaz.
4- Başın bir kısmının meshedilmesi.
Başın hududunda bulunan ten ve saçın bir kısmını meshetmektir.
Yüce Allah, Kur´an-ı Kerim´de "Başlarınızı meshedin" (Maide: 5/6) buyurmasıyla başın meshi farz olmuştur. Başın sınırında bulunan bir kılın dahi meshedilmesiyle bu farz yerine gelmiş olur.
Muğiyre b. Şu´be Hz. Peygamberin abdest aldığını, sadece başının ön kısmını ve sarığını meshettiğini rivayet eder. [3]
Bu hadis, başın sadece ön kısmı gibi az bir yerin mesh edilmesinin yeterli olduğunu bildirir.. Miktarı için herhangi bir sınırlama yoktur. Şafii mezhebine göre bir kıl dahi meshedilirse kafi gelir. [4]
5- Topuklara kadar ayakların yıkanması.
Parmakların arasını ve yarıkları yıkamak vacip olduğu gibi, üzerinde ve tırnaklar altında bulunan kir ve benzeri şeyleri de gidermek lazımdır.
6- Tertip.
Yukarıda zikrettiğimiz şekilde sıraya uymak.
Yani önce niyetle birlikte yüzü, sonra elleri yıkamak, sonra başı meshetmek ve sonra ayakları yıkamaktır. Ancak, suya dalan kimse, abdest niyyetini getirirse tertip farziyeti sakıt olduğu gibi, cenabetten yıkanan kimsenin abdesti için de tertip şartı aranmaz..[5]
Abdestte tertibe riayet etmek yani sıraya uymak abdestin farzlarından zikredildiği Maide suresi 6.ncı ayeti kerimesinden anlaşılmaktadır. Zira ayet bu sıraya göre nazil olmuştur. Ayrıca bu sıralamayı Peygamberimiz (s.a.v.)´ in abdest tatbikatından da öğrenmekteyiz. Zira Rasulullah ayetteki sırada olduğu gibi bu tertibe göre abdest alırdı. [6]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 88.
[2] Buhari, 1. Müslim, 1907.
[3] Müslim, 274.
[4] Muğnil Muhtaç, 1/53.
[5] İânetü?t-Talibin, 1/41.
[6] Müslim, 246.
Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 88-90.
Abdestin Şartları
Abdest almak için gerekli olan şartlar şunlardır:
1- Müslüman olmak.
2- Mümeyyiz olmak.[1]
3- Mutlak su.
4- Mutlak suyun olduğunu bilmek veya zannetmek.
5- Abdestsizliğin gerçekleşmesi.
6- Hayız veya nifas gibi abdeste mani olan bir durumun olmaması.
7- Niyeti geciktirmemek.
8- Yıkanması gereken uzuvda suyun her yere değmesine mani olacak mum veya toprak gibi bir engelin bulunmaması.
9- Abdestin nasıl alınacağını bilmek.
10- Abdestin farzlarını sünnetlerden ayırt edebilmek.
11- Abdest alma niyetinin abdestin sonuna kadar devam etmesi.
12- Uzuvların üzerinden suyun akıtmak.
13- Su yetişmeyen parmak aralarını hilâllamak.
14- Abdest uzuvlarının tamamlayıcı yerlerini yıkamak şarttır.
Ayrıca mazaret sahibi olan "Selesül bevl" diye bilinen idrarını tutamayan veya hayız ya da nifas günleri dışında gelen "İstihaza" durumunda olan kadınlar için: Vaktin girmesi, tenasul aletlerinden akan kan veya idrar için bir bez kullanılması veya bağlanması şartları da eklenir. [2]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Muğnil Muhtac , 1/139.
[2] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 91.
Abdestın Sünnetleri
Abdestin sünnetleri on tanedir:
1- Abdeste ´Besmele´ ile başlamak.
2- (Ağzı açık olan herhangi bir kaptan eliyle su alacaksa) Kaba batırmadan önce ellerini yıkamak.
3- (Ağza su vererek) Mazmaza yapmak.
4- (Buruna su vererek) İstinşak yapmak.
5- Başın tamamını meshetmek.
6- Yeni su ile kulakların dışını ve içini mesh etmek.
7- Gür ve sık olan sakalını oğuşturmak. [1]
8- El ve ayak parmaklarının arasını ovalamak.
9- Sağ uzuvları sol uzuvlardan önce yıkamak.
10- Her uzvu üçer defa yıkamak ve uzuvları ardarda yıkamak ( ara vermeden yıkamak).
Besmele. Abdeste başlarken ´Bismillahi´ veya ´Bismillahirrahmanirrahim´ demektir.
- Abdeste ´Besmele´ ile başlamak için delil.
Peygamberimiz (s.a.v.)şöyle buyurmuştur: "... Besmele çekerek abdest alınız." [2]
-Abdeste başlamadan önce elleri bileklere kadar yıkamak için peygamberimiz (s.a.v.)´in hadisi:
Abdullah bin Zeyd (r.a.)´dan: Hz. Peygamber (s.a.v.)´in nasıl abdest aldığı sorulunca bir kab isledi ve Peygamberimiz (s.a.v.)´in abdestini göstermek üzere, önce ellerini kaba batırmadan önce o kabtan ellerine su dökerek üç defa ellerini yıkadı. [3]
-Ağza ve buruna su vererek oraları temizlemenin delili için Abdullah İbni Zeyd İbni Asım rivayet şöyle rivayet eder:
"Peygamberimiz (s.a.v.) abdest alırken, su kabından önce iki eline su döktü, ellerini 3 defa yıkadı, sonra elini kaba soktu onunla su alıp ağzını yıkadı. Daha sonra tek avucu ile burnunu su çekip yıkadı. Bunu da üç defa yıkadı. "[4]
-Başın tamamını meshetmek ise şu hadis-i şerif ile sünnettir. Abdullah bin Zeyd (r.a.) peygamberimiz (s.a.v.)´in abdestini tarif ederken başını elleriyle mesheder. Ellerini ön ve arkaya götürür. Şöyle ki başın ön tarafından başlayarak ellerini enseye kadar götürür. Sonra ellerini geri döndürüp başladığı yere kadar getirdi. [5]
-Kulakları meshederken yeni su kullanmanın sünnet oluşu da şu hadisi şerif ie sabittir:
Abdullah bin Zeyd: "Peygamber (s.a.v.)´i abdest alırken gördüm. Başının meshine aldığı sudan başka, kulaklarının meshi için de su aldı." demiştir. [6]
- Gür ve sık olan sakalı ovuşturmak :
Hz. Enes diyor ki: Peygamber (s.a.v.) abdest alırken bir avuç su alır, o suyu çenesinin altına vererek sakallarının arasına akıtır ve:
"İşte rabbim bana böyle emretti." [7] derdi.
- El ve ayak parmaklarının arasını ovalamak için, Lakit bin Sabira (r.a.)´dan rivayet edildiğine göre,
-Ya Rasulallah bana abdestten haber ver, demiş.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Âbdesti tam yap, parmak aralarını arala ve oruçlu değilsen genzine kadar su çekerek burnunu yıka." [8]
-Sağ uzuvları sol uzuvlardan önce yıkamak için İbni Abbas´tan rivayet edilen şu hadis-i şerif delildir:
"İbni Abbas abdest almaya başladı... Sonra pazusuna kadar sağ kolunu sonra aynı şekilde sol kolunu yıkadı, sonra başını mesnetti., sonra topukları dahil sağ ayağını, sonra aynı şekilde sol ayağını yıkadı ve "Ben Peygamberin böyle abdest aldığını gördüm" dedi. [9]
-Her uzvu üçer kere yıkamak için Hz. Osman (r.a.)ın rivayeti: Hz. Osman (r.a.), "Size Peygamberin nasıl abdest aldığını göstereyim mi?" dedikten sonra yıkanacak uzuvların tümünü üçer kere yıkadı ve meshedilecek yerleri de üçer defa meshetti." dedi. [10]
Abdestin sünnetlerine ayrıca şunlar da ilave edilir:
1- Misvak kullanmak:
Misvak şer´an dişleri temizlemek için, ağaç gibi şeylerden yapılan temizlik aletidir. Suudi Arabistan´daki ´Erak´ isimli ağaçtan olması şart değil ise de, faydalı maddeleri ihtiva ettiği ve Resulullah (s.a.v.)´in özellikle onu kullandığı için, onu kullanmak daha efdaldir.
Binaenaleyh, günümüzde kullanılan diş fırçası da aynı niyetle kullanıldığı takdirde sünnet-i seniyye yerine gelmiş olur. Misvakı ağıza koymadan önce yıkamak sünnet olduğu gibi, onu her zaman ve her mekanda kullanmak sünnettir. Yalnız oruç tutan birisi için zevalden sonra onu kullanması mekruhtur. Bir kimse abdest almak, namaz kılmak ve Kur´an-ı Kerim okumak ister veya uykudan kalkar yahut ağzının kokusu değişirse onun için misvak kullanmak sünnet-i müekkededir.
Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
"Ümmetime sıkıntı verme korkusu olmasaydı, her namaz için onlara misvak kullanmalaranı emrederdim." [11]
2- Abdest aldıktan sonra elleri silkelememek. [12]
3- Abdest alınırken başkasından yardım istememek. [13]
4- Abdesten sonra kurulanmamak .
Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Abdest suyu sizin günahlarınızı siler, bu nedenle abdest suyunun kurumasını kendi haline bırakınız."
5- Kıbleye karşı dönüp abdest almak. Çünkü kıble şerefli ber yöndür.
6- Abdest alınırken konuşmamak.
7- Abdest alınırken suyu yüze veya diğer uzuvlara çarptırmadan uygun bir şekilde yıkamak da sünnettir.
8- Suyu kullanırken iktisatlı olup israf etmemek. Hz. Enes şöyle rivayet eder: "Peygamberimiz (s.a.v.) bir müd miktarı su ile abdest alırdı." [14]
Hz. Ömer şöyle rivayet eder: "Peygamber (s.a.v.) Sa´d´ın abdest alırken yanında geçti, O´na:
"Ya Sayd bu ne israftır" diyence, Sa´d cevaben, Suda israf var mı ya Rasulallah? dedi.
Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v.): "Evet akan bir nehrin kenarında olsa dahi" [15] buyurdu.
9- Abdest alırken uzuvların farz olan yerinden daha fazlasını yıkamak. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.):
" Ümmetim kıyamet günü alınları ve abdest yerleri parlak bir halde gelirler, içinizden kim yüzünün nurunu arttırmak istiyorsa onu fazlasıyla yapsın." [16]
10- Abdest aldıktan sonra kıbleye dönerek şu duayı okumak sünnettir: "Eşhedü en la ilahe illalahu vahdehu la şerike lehu ve eşhedu erine Muhammeden abduhu ve resuluhu. Allahummecâlni minet- tevvabine vacâlni minelmutettahhirine. Sübhanekellahumme ve bihamdike. Eşhedü en la ilahe illa ente esteğfiruke ve etubu ileyk."
Anlamı:
"Şehadet ederim ki Allah´tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı ve benzeri yoktur. Allahım beni tevbe eden ve temiz olan kullarından eyle. Allahım, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim ve sana hamd ederim. Senden başka ilah olmadığına şehadet eder ve sana sığınırım." [17]
11- Abdestten sonra iki rekat namaz kılmak.
Ebu Hureyre (r a.)´ın rivayet ettiği hadise göre Resulullah (s.a.v.) Bilal (r.a.)´a şöyle dedi:
"Ya Bilal, islamiyette yapmış olduğun en iyi ameli bana söyle, Çünkü cennette önümde yürürken ayakkabılarının sesini işittim " [18] buyurunca . Bilal şöyle cevap verdi: Gece ve gündüz herhangi bir saatte abdest aldığım zaman, mutlaka o abdestle bana farz olmayan bir namaz kılarım. [19]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Eğer sakal seyrek ise dibine kadar suyun yetiştirilmesi farzdır.
[2] Nesai, 1/61.
[3] Buhari, 2183, Müslim, 235.
[4] Müslim, 235.
[5] Buhari, 2183, Müslim 235.
[6] El Hakim, 1/151.
[7] Ebu Davud, 145.
[8] Ehu Davud, 142, Tirmizi, 788.
[9] Buhari, 140.
[10] Müslim, 230.
[11] Buhari 847, Müslim 252.
[12] Muğnil Muhtac, 1/61.
[13] Muğnil Muhtac, 1/61.
[14] Buhari, 198.
[15] Ibni Mace ve İmam Ahmed.
[16] Buhari 136, Müslim, 246/35.
[17] Müslim, 234, Tirmizi, 55.
[18] Buhari ve Müslim.
[19] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 92-95. |
|
|
 |
|

|
 |

 |
Veda Hutbesi |
|
|
|
 |

|
|
|
|
|