Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
ÜYEOL

imam şafii hayatı yaşadığı çağ
şafii nin tahsili ve ilminin kaynakları
şafii nin yaşadığı çağ
sünnet ve re-y
itikadda fırkalar
hariciler
mu-tezile
şafii nin görüşleri
kitaplar
şafii fıkhının incelenmesi
şafii nin üsülü
din bilgisi
kitap kur-an-ı kerim
sünnet
icma
kıyas
istihsanın ibtali ve mesalih-i mürsele
ashabın kavilleri ve fetvaları
şafii zahire göre hüküm verir
şafii fıkhının füru-da geçirdiği devirler
şafii mezhebinde müctehid olanlar
şafii mezhebinin yayılışı

Müellif Hakkında Bilgi
Fıkhın Manası Ve Özellikleri
İman Manası ve Rükünleri
İslamın Tarifi ve Esasları
İbadet ve Çeşitleri
Dince Temiz Sayılmayan Şeyler
Suların Çeşitleri
Tabaklama ve Dibağ
Altın Ve Gumuş) Kaplarının Kullanımı
Abdest ve Şartları
İstinca
Abdesti Bozan Şeyler ve Mekruhları
Gusul (Boy Abdesti)
Mestler Üzerine Meshetmek
Teyemmüm
Necaset Bahsi ve Giderilmesi
Hayız Nifas ve İstihzanın Hükmü
Cünüp Kişiye Haram Olan Şeyler
İslam´da Namazın Önemi
Namaz Vakitleri
Namazın Farz Olmasının Şartları
Nafile Ve Revatıb Namazlar
Nafile (Sünnet) Namazların Çeşitleri
Namazın Şartları ve Rükünleri
Namazın Sünnetleri
Namazı Bozan Şeyler ve Mekruhları
Sehiv-Tilavet ve Şükür Secdesi ve
Namaz Kılınması Mekruh Olan Vakitler
Cemaatle Namaz Kılmak ve İmama Uymak
Yolcuların Namazı Cem ve Kasır
Cuma Namazı
Bayram Namazları
Güneş Ve Ay Tutulması Namazı ve Yağmur Duası
Savaş Anında Kılınan Korku Namazı
Giyilmesi Haram Olan Elbiseler
Ölünün Teçhiz Ve Tekfin İşlemleri
Zekat
Sadaka-ı Fıtır (Fitre
Zekat ve Fitrenin Verileceği ve Verilmeyeceği Yerler
oruç
Hacc
Alım Satımlar
Riba Faiz
Muhayyerlik
Selem
Rehn İpotek
Hacr
Sulh Barıştırmak
Sokağa Doğru Saçak Açmak
Havale
Şirket Ortaklık
Vekalet
İkrar İtiraf
Ariyet
Köle Azad Etmek
Kaza ve Yargı
Yemin
Cihad
Nikah
Nafaka-Hedane
Cinayetler-Diyet-Kasama
Hul
Hayız Nifas ve İstihzanın Hükmü

Hayız Nifas ve İstihzanın Hükmü


Kadın rahminden hayız, istihaza ve nifas diye 3 kan çıkar.

Hayız kanı; doğum sebebinden olmayıp kadından normal bir şekilde belirli aralıklarla gelen kandır.

Hayız kanının rengi koyu kırmızı olup siyah rengine çeker, kuvvetli ve yakıcı olur.

Nifas kanı, doğumdan sonra gelen kandır.

İstihaza kanı ise, hayız günlerinin dışında ve nifas sebebiyle de olma­yıp, bir hastalığa veya daha değişik bir özel duruma bağlı olarak gelen kandır.

Hayız, lugatta akmak demektir. Istılahta ise belli vakitlerde kadının sağlıklı halde ergenlik çağma girdikten sonra rahminden gelen tabii bir kandır. Halk dilinde buna genelde aybaşı kanı veya adet hali denilmekte­dir. Bu süre en erken 9 yaşından başlar 62 yaşına kadar devam eder.

-Hayız kanı, özellikleri ve rengi:

Ebu Hubeyş´in kızı Fatima´nm rivayet ettiğine göre., kendisi hayız ol­duğu zaman Resululah (s.a.v.) ona:

"Hayız kanı siyah olduğu zaman hayız olduğu bilinir. Bu siyah kanı gördüğün zaman namaz kılma, bunun dışında kan görürsen abdest al ve namaz kıl. Şüphesiz diğeri ancak damar kamdır." [1] buyurmuştur.

-Nifas kanı doğum sonrası gelen kandır. Böyle bir durumda da kadın hayız hükmünün aynısı ile hareket eder. İleride açıklanacak.

Ümmü seleme (r.anha) şöyle der: "Resul-i Ekrem´in zamanında nifas kanı gören kadınlar 40 (kırk) gün müddetle otururlardı." [2]

Şüphesiz buradaki 40 (kırk) gün normal süre olarak belirtilmiştir. Ni­fas süresi kanın kesilme süresine bağlıdır. Şu halde kadının doğumdan kı­sa süre sonra nifas kanı kesilirse yıkanır namaz kılmaya başlar. İleride açıklanacaktır

-İstihaza kanı ise hayız ve nifas kanlan dışında olup hastalık gibi du­rumlardan gelen kandır ki bu durumdaki kadın temizdir olup namazını kı­lar, orucunu tutar. Yalnız istihaza kanını gören kadın daha da dikkatli dav­ranması lazım, kanını her defasında yıkar abdesü bozulduğu için abdesti-ni yeniler. Eğer namaz üzerinde olunca böyle bir durum olma ihtimali var ise kanın aktığı yeri bağlar. Her farz namaz için ayrı ayrı abdest alır.

Hz. Peygamber (s.a.v.) istihaze kanı gören Fatma binti Hubeyş´e şöyle buyurmuştur:

"Hayız kanı siyah bir kandır. Bu kanı gördüğünde namazdan uzak dur. Diğer kan ise hastalık kanıdır. Bu kan geldiği zaman abdest al ve namazı­nı lal" [3]



Hayız Ve Nifas Kanlarının Süreleri


Hayizın en az müddeti bir gün bir gece (bu kısa sürede ekseriyetle kan gelmeli), en fazla müddeti ise onbeş gündür. Kadınlardaki hayız süresi çoğunluk olarak altı-yedi gündür.

Nifas kanının en azı bir lahzadır ( bir andır), çoğu altmış gündür. Ka­dınlardaki nifas süresi ekseriyetle (genelde) kırk gündür.

İki hayız arasındaki temizlik müddetinin en az süresi onbeş gündür, çoğuna ise bir sınırlama yoktur.

Kız çocuğunun hayız görmesi için alt sınır dokuz yaşına girmiş olma­sıdır.

Hamilelik süresinin en az müddeti altı aydır. En çok hamilelik süresi dört yıla kadar da çıkar. Kadınlarda bu süre çoğunlukla dokuz aydır.

Hayız ve nifas kanlarının süreleri için delil olarak Hz. Ali´nin şu riva­yetidir: "Hayıım en azı bir gün bir gecedir. En çoğu ise on beş gündür. Kan onbeş günü geçerse istihaza kanı olur." [4]

Genel sürenin onbeş gün oluşu ise araştırma, tesbit ve mevcut durum­lara göredir.

Hamne binti Cahş´ten rivayete göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyur­muştur: " Kadınlardaki hayız kanı ekseriyetle altı ya da yedi gündür."

Nifas kanı süresinin en azı ve en çoğu araştırma, müşahade ve tecrü­belerden tesbît edilmiştir. Genellikle kırk gün oluşunu ise Ümmü Sele-me´nin hadisinden öğrenmekteyiz:

İki hayız arasındaki temizlik süreleri ise yine müşahadelerden öğrenil­miştir.

Kız çocuğunun hayız görme devresi dokuz-onbeş yaş arasıdır. Dokuz ile onbeş yaş arasında değişmenin nedeni ise iklim şartlarına göredir. Sı­cak iklimlerde daha çabuk, soğuk iklimlerde ise daha geç olarak hayız ka­nı çıkar. Onbeş yaş sınırına gelindiği halde kız çocuğu hayız kanını gör-mese de ergenlik çağına girmiş olur.

Hamile kadının bazan altı ayda doğum yaptığının delili; Allahu Ta-ala´nın şu ayet-i kerimesidir:

"Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır" [5]

Sütten kesilmesi iki yıl olduğuna göre, iki yıl yirmi dört ay eder. Otuz aydan yirmi dört ay çıkınca altı ay kalır. Bu süre de en az olan hamilelik süresidir. Genelde dokuz ve araştırmalara göre bu süre dört yıla kadar da çıkmıştır.



Hayız Ve Nifas Durumunda Olan Kadına Haram Olan Şeyler


Hayız ve nifaslı kadına sekiz şey haramdır:

1- Namaz kılmak.

2- Oruç tutmak.

3- Kur´an-ı Kerim okumak.

4- Kur´an-ı Kerim´e el sürmek ve taşımak.

5- Camiye girmek.

6- Kabe´yi tavaf etmek.

7- Cinsi münasebette bulunmak.

8- (Kocanın hayız halinde­ki hanımının) diz ile göbek arasındaki bölgeye dokunmak.

Hayız ve nifaslı kadına haram olan şeyler için deliller.

Namaz kılmak.

Hayız ve nifaslı kadının namaz kılması haramdır. Bunun delili Fatıma

binti Hubeyş´in hayız gördüğü zaman Resulullah´ın O´na,

"Hayız kanı siyah bir kandır. Bu kanı gördüğünde namazdan uzak dur..." [6] buyurmasıdır.

Oruç tutmak.

Hayızlı kadın farz veya sünnet olsun oruç tutması haramdır.

Ebu Said el Hudri (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: Kadının dini neden ek­siktir? diye sorulunca Resulullah: "Hayızlı olduğu zaman namaz kılama-yıp oruç tutamadığı içindir." [7] diye cevap verdi.

Hayızlı kadın hayızlı iken kılmadığı namazları daha sonra kaza etmez. Ama oruçları ise daha sonra kaza eder. Bunun hikmeti Hz. Aişe´ye soru­lunca şöyle cevap verdi:

"Biz hayızlı olduğumuzda orucu kaza etmekle emrolunduk, fakat na­mazı kaza etmekle emrolunmadık." cevabını vermiştir. Namaz çok oldu­ğu için, kaza edilmesi güç olacaktır. Ama oruç ise böyle değildir, doğru­sunu Allah bilir.

İbni Ömer (r.a) Resulullah (s.a.v.)´in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Hayız ve cünüp olan Kur´an´dan hiç bir şey okuyamaz." [8]

Kur´an´a dokunmak ve taşımak.

Yüce Allah şöyle buyurur: "Temiz insandan başka kimse Kur´an´a do­kunmasın " (eI-Vakıa: 56/79)

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hayız ve cünüp olan Kur´an´a el sürmesin." [9]

Mescide girmek.

Buıdaki hüküm mescidde durmak üzerindedir.

Hz. Aişe şöyle anlatır: ´Allah Resulü mescidde iken "Bana seccadeyi serin." buyurdu. Bunun üzerine Ben, hayızlıyım deyince, Resulullah: "Senin hayzın elinde değildir." buyurdu. Diğer bir hadiste Hz. Aişe (r.an-ha)´dan rivayete göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. "Mescidne hayızhya ne de cünüp kişiye helal değildir." [10]

Kabe´yi tavaf etmek.

Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir. ´Hac, maksadıyla medine´den çıktık. Sefer denilen mevkiye gediğimiz zaman bendenhayız kanı geldi, ben ağ­lamaya başladım. Hz. Peygamber yanıma gelerek: "Neden ağlıyorsun, yoksa hayız kanımı gördün" dedi. Ben, evet hayız gördüm, dedim.´

Hz. Peygamber: "Bu Allah´ın Hz, Adem´in kızlarına yazdığı bir şeydir. Hacıların yaptığı herşeyi yap, fakat kabeyi tavaf etme" buyurdu. [11]

Eşiyle cinsi münasebette bulunmak.

Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur: "Kadınlar aybaşı halin­de iken onlara yaklaşmayın, temizleninceye kadar bekleyin..." (Bakaıa: 2/122)

Hayızlı kadının diz kapağı ile göbeği arasındaki bölgeyle oynamak da haramdır.

Bunun delili şu hadisi şeriftir. Abdullah b. Sad Resuli Ekrem´e: ´Karım hayızlı iken bana neresi helal olur? diye sordu. Resul-i Ekrem: "İzarın üst kısmı sana helaldir" buyurdu. [12] İzar göbek üzerine bağlanan bir örtüdür. Göbekten diz kapaklarına kadar. İzar Resulullah´m hadisinden kast edilen göbekten yukarı kısmı demektir. Nifasın da hayız gibi oldu­ğun ubütün alimler ittifak etmiştir. Yani hayızlı kadına haram olan her şey nifas durumunda olan kadına da aynen haramdır.



Kadınların Görmekte Oldukları Kanlar Hakkında Bazı Önemli Açıklamalar

Hayız.


Belirli vakitlerde kadının rahminden gelen tabii kandır. Kadınlar en az dokuz yaşında baliğa olup hayız olmaya yani adet görmeye başlarlar. Ha-yızdan kesilme yaşı da genellikle altmış ikidir.

Hayzın en az müddeti hiç kesilmemek üzere bir gün bir gecedir. En fazla müddeti arada kesilse dahi geceleri ile beraber on beş gündür.

Bir kadın on beş güne kadar aralıklı olarak kan görür de. görme müd­detinin saatları toplamı 24 saati bulursa o on beş gün hayız sayılır, topla­mı 24 saatten az olursa hayız değil fasid bir kandır.

Kadınlar genel olarak 6 ile 7 gün hayız kanı görürler. İki hayız arasındaki temizlik müddeti en az on beş gündür. [13] En fazla süresi için bir sınırlama yoktur. Ne kadar fazla olursa olabilir. Fakat genel olarak görülen temizlik müddeti aydan 6 ile 7 gün çıktıktan sonra geriye kalan kısımdır.



İstihaza.


Kan on beş günden fazla devam eder veya en az temizlik müddeti bit­meden evvel başlarsa bu kan istihaza kanıdır. Devam eden bir abdeslsiz-lik demektir.

Hayızlı bir kadının men edildiği şeylerden, müstehaza bir kadın mene-dilemez. Yani abdest alır, her türlü ibadetini yapar ve helallısına yaklaşa­bilir. [14]

İstihaza durumunda olan kadın namaz kılmak istediğinde tenasül uz­vunu yıkar, üzerine bir bez sarar, vakit girdikten sonra abdestini alır ve geciktirmeden namazını kılar. Bu suretle her namaz için fazla kirlenmiş veya yerinden kaymış bezi değiştirir ve yine abdest alır. [15]

İstihaza durumunda olan kadınlar bulundukları hallere ve gelen kana göre dört kısma ayrılırlar:

1- Gelen kan, kuvvetli ve zayıf olarak ayrılabilen, yeni âdet görmeğe başlamış kadın,

2- Gelen kan kuvvetli ve zayıf olarak ayrılabilen, âdet görmüş kadın,

3- Gelen kan kuvvetli ve zayıf olarak ayrılamayan, âdet görmüş kadın,

4- Kanı kuvvetli ve zayıf olarak ayrılamıyan âdet görmüş kadın.

1 ve 2. ci maddedekiler için şu üç şart bulunmak üzere kuvvetli kan hayız sayılır, zayıf kan istihaza sayılır.

a) Kuvvetli olan kan bir gün bir geceden eksik olmamak,

b) Kuvvetli olan kan on beş günü geçmemek,

c) Kesilmeden gelen zayıf kan da on beş günden aşağı olmamak. Bunlar temyiz şartlarını oluşturur.

Kanın kuvvetli ve zayıf olması, rengi, kokusu ve akıcılığı ile anlaşılır. Siyah kırmızıdan kuvvetli, kırmızı sandan, sarı bulanıktan, kokmuş kok-mamıştan, koyu doruktan daha kuvvetlidir. [16]

(3). cü maddede olan kadın ve yukarıda sayılan temyiz şartlarından bi­risi bozulan kadınlar için hayız müddeti; en az hayız müddeti olan bir gün bir gecedir, ayın geri kalan kısmında istihazadır.

(4). cü maddede olan kadın bu halde evvelki âdetinin vaktine ve mik­tarına göre hareket eder.

Eğer böyle bir kadın vaktini ve âdetini unutmuşsa ona mütehayyire ya­ni şaşırmış denilir ki, ihtiyatlı olarak şöylece hareket eder. Böyle bir kadın ibadetler bakımından temiz olarak kabul edilir. Eşinden uzak durma duru­munda ise hayızlı kadın gibi davranır. Her namaz vakti girdikten sonra namaz kılmak için boy abdesti alır.

Yukarıda durumları anlatılan ve mütehayyire dışında kalan istı-hazalı kadınlar ise hesaplanan hayız günleri dışında boy abdesli alır ve ondan sonra özür sahibi gibi her namaz vakti girince normal namaz ab-destine hazırlanır. Önce iyice taharetlenip kanı nisbeten dindirmek için pamuk veya bezle sıkıca bağladıktan sonra abdest alıp hemen namaza du­rur.

Taharetlenme, pamuk-bez değiştirme ve abdest yenileme işleri her farz namaz için yenilenir. îstihazalı kadın Ramazan Orucunu da tutar. Fa­kat mütehayyire kadının Ramazan Orucunu tutma işi tamamen de­ğişiktir.

Şöyle ki; Ramazan ayının tamamını oruçla geçirir ve ondan sonra da aralıksız bir ay oruç tutarsa bu iki ayda toplam 28 gün oruç tutmuş sayılır. Çünkü iki adet arasındaki temizlik süresinin en az 15 gün olduğunu yuka­rıda ifade´etmiştik.

Bu kadının adet görmesi muhtemelen gündüz başlamış olabilir. Bu se­beple garantili olan 30 gün değil 28 gündür. Başka bir deyişle her ay en az 14 gün temiz geçmiştir. Geriye kalan iki gün için de 18 günlük bir süreyi ele alıp başından ve sonundan üçer gün oruç tutar. Böylece iki günü kaza etmiş sayılır. [17]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebıt Daud,2Sö

[2] Ebıı Davıtd.31!

[3] thıı Dm ud, 286

[4] Suncıı sahihleri Bııhaı 11 e Tıııııızı de hasen olduğunu oleinisieuhi

[5] Ahlat w>eu, 15

[6] Ebu Davud, 286

[7] Bulun ı Hum:, 6 Mushm-Imaıı, 132

[8] Tirmizi, 131

[9] Darckutm, 1/121; El Muvatta. İl199

[10] Ebıı Davud, 232

[11] Buharı, 290 Müslim" 121!

[12] Ebıt Davıul, 2/2

[13] Bu müddet iki hayız kanı arasında bulunduğuna göredir. Nifas ve hayız kanlan arasında temizliğin en az müddeti için bir sınır yoktur.

[14] lânerriit-Talibnı. 1171

[15] Muğnil Muhtaç, S1121

[16] El Eııvar liA´mah! Ehven; 1/46

[17] Mı/ğmlMulmıc, 11125



radyo onbeş, radyo on beş, radyo onbes, menzil radyosu

 






Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!




 
 

Bugün 3 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol